EGE Endüstri Metalürji Makina Sanayi Tic. Ltd. Şti.

Mehmet Fatih TOPAK / Genel Müdür

Ege Endüstri, çok büyük ve göz dolduran bir başarı hikâyesidir esas olarak. Görece olarak kısa bir zamana devasa gelişme ve ilerlemeleri sığdıran Ege Endüstri, bugün sektörümüzün en önemli tedarikçilerinden biri haline gelmeyi başarmış ve sadece ülkemizde değil, dünyanın dört bir yanında hayranlıkla izlenen hamleler yaparak ilerlemesini sürdürmektedir. Sektöre teknik malzeme tedariki ile başlayan bu serüven zaman içinde teknik malzeme üretimine dönüştü. Bugüne kadar en çok pres ve eloksal kuran firma konumunu hep korumakla kalmadı, alüminyum billet sektörünün %70’inin Ege Endüstri’nin ürünlerini kullanmasını sağladı. Bunun yanı sıra Türkiye’de 42 tesisin baştan sona kurulumunu ve devreye alınmasını gerçekleştirerek sektörün temel dinamiklerinden birisi olduğunu gösterdi. 

Ege Endüstri, bütün bilgi birikimi, tecrübesi ve kendi değerleriyle ekstrüzyon pres hatları üretir hale gelen büyük bir firma olarak başarılarına bir yenisini daha eklemiş durumdadır. Sektörün dışa bağımlılığını azaltan, ürettiği çözümlerle daha yüksek kalitede ve daha verimli bir üretim sürecini yaşamalarını sağlayan sistemler kuran Ege Endüstri’nin arka planında köklü bir bilgi birikimi ve deneyim var. Biz de bütün bunları öğrenmek ve sizlerle paylaşmak için Ege Endüstri’nin kapısını çaldık. İşte bütün hikâye.

En büyük hayalim, alüminyum sektörümüzün gerek ekstrüzyon, gerekse de döküm alanında, dünyada bir üs olmasını istiyorum. 

Yeni vizyonu ile Ege Endüstri’den bahseder misiniz?

Ege Endüstri 2007 yılında ortağım Faruk AKPINAR ile birlikte kurulmuştur. Mühendislik şirketi olarak kurulduk. Sektörümüze her türlü teknik malzeme tedariki yönünde, alüminyum ekstrüzyon firmaları, eloksal ve döküm tesislerine teknik malzeme tedariki yönünde kurulduk. Amacımız buydu. Kurulmadan önce 10 yıllık sektör tecrübemiz vardı. Yani bildiğimiz sektöre mühendislik anlamında hizmet vermek için kuruldu Ege Endüstri. Bütün bildiklerimizi bir araya getirerek, yani ekstrüzyon, eloksal ve döküm üçlüsündeki bilgi ve tecrübemizi 2007 yılında birleştirerek Ege Endüstri çatısı altında topladık. O dönemde ve öncesinde ekstrüzyon, dökümhane ve eloksal sektörüne baktığımız zaman her firmanın dışarıdan tedarikçi olduğu görülür. Hatta o zamanki tesisleri incelerseniz atıl olan 0-50 yıllık makinelerle iş yapılmaya çalışılıyordu. 

O dönemlerde Avrupa’dan olsun başka ülkelerden olsun artık atılması şart olan, hurdaya çıkmış makineler revizyondan geçirilerek Türkiye firmalarına yüksek fiyatlarda satışı gerçekleşti. Sanayicimizin görmediği bir kayıptı bu ve ciddi bir kayıptı. Bu ülkenin değerleri, yüksek miktarda dövizi yurtdışına gidiyordu. O zamanlar,“biz ne yapabiliriz?” diyerek araştırmalara başladık. Önce dedik ki bu sektöre teknik malzeme tedariki ile başlayalım.

 O dönemde bizimde Uzakdoğu ülkelerinden getirdiğimiz tesisler ve bağlantılar oluyordu. Bunu Ege Endüstri’yi kurmadan önce de yapıyorduk. Ama Ege Endüstri kurulduğu zaman yoğun bir çalışmaya girdik. Özellikle teknik malzemelerin Türkiye’de üretilmesi konusunda yoğunlaştık. Buna göre dökümhaneye göre sarf malzemelerimiz, kimyasallarımız, örtü tozlarımız ve izolasyon ürünleri  gibi teknik malzemelerin üretimlerine başladık.Bu sırada tesisler de kurulmaya başladı ve bir furyaya dönüştü. Yoğun olarak pres hatları kurmaya başladık. 

O dönemden bugüne en çok pres hattını kuran firma konumunu hep koruduk. Dökümhanelerin %70’inden fazlasından halen bugün Ege Endüstri’nin komple ön hat sistemleri, döküm masaları, yolluk sistemleri,degazer sistemleri, ve üretmiş olduğu kimyasallar kullanılıyor. Alüminyum billet sektöründe %70 Ege Endüstri’nin ürünleri kullanılıyor. Türkiye’de alüminyum ekstrüzyon konusunda bugüne kadar 42 tesisi A’dan Z’ye devreye almış bulunuyoruz. Yurtdışına 14’ten fazla ekstrüzyon tesisi devreye aldık. Türkiye’de ilk başladığımız dönemde ağırlıklı ithal ürünleri getirerek çalışmalarımızı yapıyorduk fakat bu tesisleri getirirken yine Ege Endüstri’nin mühendislik alanındaki tecrübesi ve bilgi birikimiyle çalışmaları tamamlıyorduk. Ekstrüzyon preslerini getiriyorduk fakat kendi tecrübemizle otomasyonunu kendimiz çözüyorduk. Sadece dışarıdan ithal ederek tesisleri yerlerine kurmuyorduk. Birilerine yaptırmak yerine kendi ekibimizle malzeme teminini kendimiz yaparak çözüm ortağı oluyorduk. 

Bugün Ege Endüstrisi’nin geldiği yer hakkında bizleri bilgilendirir misiniz peki?

Son 3 yıla baktığımız zaman Ege Endüstri, ekstrüzyon pres hatlarının konveyör hat sistemlerini, puller sistemlerini, doublepuller sistemlerini, kalıp ısıtma ocaklarını, özellikle PLC kontrollü kalıp ısıtma ocaklarını, bunların otomasyonlarını, elektrik elektronik alt yapılarını, biyet fırınlarını ve termik fırınlarını Türkiye’de üreten konuma geldik. Bunu Adana’da bulunan firmamız ile ortak girişim olarak başlattık. Yine otomasyonlarımızı da artık Türkiye’de hallediyoruz. Bugün ekstrüzyon pres hatlarının %50’den fazla bölümü Türkiye’de yapılmaya başlandı. 

Mehmet Bey, özellikle şunu sormak istiyorum: Alüminyum ekstrüzyon konusunda bu büyüklüğe sahip bir ülke neden kendi pres hatlarını üretemiyor?

Aslında Ege Endüstri bugün Türkiye’de alüminyum ekstrüzyon pres üretebilecek güçte donanıma ve yapıya sahip tek firma. Faruk Bey ve ben, metalürji ve malzeme mühendisliği konusunda uzmanız aynı zamanda makine mühendisliğiformasyonu yapmış kişileriz. Bu bilgi ve birikimle alüminyum ekstrüzyon presini üretebiliriz. Zaten biraz önce dediğim gibi %50’lik bölümü çözülmüş durumda. Geriye kalan bölüm bizim gibi firmaları şimdilik aşan konular. Türkiye’nin en büyük sıkıntısı halen yüksek maliyetlerle çalışıyor olmak. Elektrik, doğalgaz ve alt yapı ile ilgili veya bunu üreteceğiniz yer ile ilgili sıkıntılara baktığınız zaman bugün Türkiye’de bir alüminyum ekstrüzyon pres imalatını yapmak maalesef çok yüksek rakamlara çıkıyor. Bugün,sözgelimi200.000 USD’ye ithal ettiğim makineyi, ben burada 400.000 USD’ye üretiyorum dediğim zaman, bu kimse için mantıklı gelmez. Sanayici bunu kabul etmez, edemez. Türkiye’de bunu yapabilmemiz için, elektrik, doğalgaz ve hammadde giderlerimiz bakımından Uzakdoğu’daki avantajlara sahip olmalıyız. Böyle olduğu zaman bunu yapabiliriz. Yoksa biz Ege Endüstri olarak ekstrüzyon pres hatlarının birkaç parçasını Türkiye’de üreten bir firmayız. Sadece bunu toplu halde yapmak bahsettiğim sıkıntılardan dolayı olmaz. Maliyeti yüksek, sanayici için de pahalı.

Ege Endüstri bugün işin başında durarak, firma olarak Türkiye’de bir ilke imza attık. Biz Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki alüminyum ekstrüzyon pres imalatı yapan firma ile Ege Endüstri ortaklı bir firma kurduk. Ortak bir oluşum gerçekleştirdik. Bu oluşumla birlikte Ege Endüstri, kendi bilgi birikimi, kendi katma değeri, kendi tecrübesi ve kendi değerleri ile ekstrüzyon pres hatları üretiyor. Bu ortak üretilen presler Çin başta olmak üzere, Avustralya, Vietnam ve ABD’ye Kanadaya kadar ihraç ediliyor. Orada ürettiğimiz ürünler Ege markası ile üretiliyor. Yani bugün Avustralya’ya gittiğiniz zaman EGE markası ile çalışan presler görebilirsiniz. Bunu yaptık ve başardık. Son dönemlerde Türkiye’de kurduğumuz tesislerin hepsini Ege markası adı altında gerçekleştirdik. Bu nedir? Ülke sanayisi için çok önemli bir kriterdir. Bu çok önemli, çok büyük bir yatırımdır. Aynı zamanda yaptığımız işin de arkasında olduğumuzu gösteren en önemli kriterlerden biridir. Bu oluşumu gönül ister ki, Türkiye’de Ege Endüstri olarak üretelim ama şartlar buna müsaade etmedi. 

Elverişli koşullar bizim için çok önemli. Önceliğimiz ülkemizde üretmek. Ege preslerini orada ürettiğimiz için orada, o yoğun rekabet ortamında sattığımız için, bütün bu oluşumun bir parçası olduğumuz için gurur duyuyoruz firma olarak. Çünkü oraya gelen tüm yabancı misafirler Ege preslerini alıyor. Türkiye’de ise konveyör üretim hatlarını, billet ısıtma fırınlarını, kalıp ısıtma fırınlarını, elektrik ve elektronik aşamalarını biz yapıyoruz. Anahtar teslimi ve 24 saat hizmet garantisi ile yapıyoruz. Burada bu hizmeti sağlıyoruz. Bu konuda Türkiye’de çok önemli çözüm ortağıyız. Biz Ege endüstri olarak aracılık – komisyonculuk hizmetini artık vermiyoruz. Bu da sanayici olarak bizim daha ön planda teknik avantajlarımızı artıya geçirmemizi sağlıyor. Bu sayede firmalar onlarca bin dolar  iç – dış nakliyeler, gümrük vergilerine girmemiş oluyorlar. Biz bunu Türkiye’de yaptığımız için oluyor bütün bu avantajlar. Diğer taraftan mekanik hidrolik, elektrik, elektronik, yazılım ve otomasyon hizmetleri konusunda da Türkiye’de hizmet sağladığımız için, bu da firmaların her zaman, 24 saat kontrolümüz altında, bilgi ve tecrübemiz altında, denetimimiz altında çalıştıklarını gösteriyor. Türkiye’de rakip firmalardan gelen iyi presler de var. Avrupa’dan çok iyi markalarla presler geliyor. Onlar da bizimle sürekli irtibat halindeler. Halen yurtdışından bize kendilerine fason imalatı yapmamızı isteyen firmalar var. Ama maalesef bize gelip parça yapmamızı isteyenler de olduğu zaman bu üzücü oluyor ister istemez. Konveyör puller ve kalıp ısıtma fırınları yapmamızı istediler ama markamızı uygulamamamızı istediler; buna asla onay vermedik. Fason imalatını reddettik. Bu durum firmamızın doğru yolda olduğunu gösteriyor ve bu bizim için çok önemli. Bizim için en önemli konu Çin’de üretmiş olduğumuz ortak girişim Ege preslerini Türkiye de dahil olmak üzere ihraç ediyor olmak. 

Ege Endüstri Türk Alüminyum Sektörü için önemli bir tedarikçi, aynı zamanda imalat yapan kuruluşların da başında geliyor. Bu konu çok önemli zira sektörü besleyen ve sektördeki firmalara avantajlar sağlayan bir konumda olduğunuzu gösteriyor. Bu konu hakkında neler söylemek isterdiniz?

Öncelikle Ege Endüstri firmasını bugünlere taşıyan kıymetli firmalara ve değerli yöneticilerine sizin sayfalarınızdan teşekkür etmek isterim. Her zaman kendileri ile bir araya gelemesek bile sonuç itibari ile onların çok önemli çözüm ortağı olduğumuzu biliyorum. Kurulduğumuzdan bugüne kadar geçen süreç içerisinde hep hizmet etmeye çalıştık. Bir şeyleri başarmak kendimizi en iyi şekilde ispat etmek adına önemli hizmetlerde bulunduk ekip olarak. Takdir onların ki bugüne kadar bizi bu sektörde zirveye taşıdılar. Her fırsatta kendilerine hizmet sunmaya çalıştık, çözümler üretmeye gayret gösterdik. Çünkü onlar imalatçı firmalar. Güçlü olmak zorundalar, rakiplerinden bir adım önde olmak zorundalar. Bizler gibi sürekli seyahat edemezler. Onların derdi hızlı ve sorun çıkarmayan sistemler olmalı. Biz bunu başardık bugüne kadar. Bu onların isteği doğrultusunda şekillendi. Başarı bu yüzden gelmiş oldu. Yoğun bir şekilde, sadece çalışarak bu ülkeye hizmet etmek için çaba gösterdik. Başka boş vaktimiz yok. Bizim firmalarımızla olan karşılıklı sevgimiz sadece birbirimizi alıcı-satıcı olarak görmememizdir. Değerlere sahip çıkmamızdır. 

Her birini büyüğümüz, kardeşimiz olarak gördük ve hep öyle yaklaştık. Mutlaka arkasından ticaret geldi. Mutlaka hatalarımız da olmuştur, neticede insanız, makine işi yapıyoruz, hata yapabiliriz. Ama karşılıklı dostane görüşmelerden dolayı ticaretimiz hiçbir zaman etkilenmemiştir. 

Ege Endüstri’nin Türk Alüminyum Sektöründeki Vizyonu ne olacak?

Benim en çok görmek istediğim şey şudur: alüminyum sektörümüzün gerek ekstrüzyon gerekse de döküm alanında, dünyada bir üs olmasını istiyorum. En çok görmek istediğim şey, Türkiye’nin üretim anlamında bir üs olarak kabul edilmesi. Dünyanın neresine giderseniz gidin Türkiye’nin alüminyum gücünün, profesyonel anlamdaki gücünün ve donanımının akıllarda yer edinmesi böyle zikredilmesi benim en büyük hayalim. 

Türkiye’nin güçlü olması için sanayisinin güçlü olması lazım. Sanayici şayet güçlü olursa bu ülke de güçlü olacaktır. Benim her zaman söylediğim şey, bir ülkenin sanayisi güçlü olmak zorundadır. Sanayi güçlü olduğu sürece ekonomi canlanacaktır. Önemli ve kalıcı kararlar alan bir ülke, güçlü bir ülkedir. Gelişmiş ülkelerin geçmişlerine bakın; bu gelişmişliklerini tamamen sanayilerine, güçlü endüstrilerine ve ekonomilerine borçludurlar. En büyük hayalim, en derin isteğim ve arzum Türkiye’nin saygın bir sanayi ülkesi olarak görülmesidir. Ege Endüstri bu konuda üzerine ne yüklenirse onu yapmaya hazır bir firma. Bizim bütün çabalarımız da bu hedef etrafında şekilleniyor. Bir üretici konumunda olarak bugün Ege Endüstri’nin bu sanayinin içerisinde en üstte yer alarak,bir sanayi kuruluşu olarak makine parkuru temin eden, teknik malzeme temin eden ve çözüm ortağı olarak aranan en üst seviyede lider bir marka olmasını istiyoruz. Vizyonumuz ve misyonumuz bunun üzerine kurulu; bu amaca ulaşmak adına ne gerekiyorsa yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. 

Mehmet Bey, özellikle Türk Alüminyum Sektör firmaları ile görüşürken şöyle bir manzarayla karşılaşıyoruz: herkes eski ile yeniyi kıyaslarken, “eskiden üretim az kazançlar çoktu, şimdi üretim çok kazançlar az,”diyor. Sorunun tamamen firmaların bilinçli ve bilinçsiz yaptıkları yatırımlardan kaynaklandığı söyleniyor. Siz bu sektörün hem üreten hem de tedarik konusunda olan taraftan bakarsanız neler söylemek isterdiniz?

Benim şahsi görüşüm şu: Dünyanın her yerinde, her alanda, her sektörde sorunlar ve rekabet vardır. Önemli olan iyi bir rakibinizin olmasıdır. Sizden daha iyi üretimler yapan rakibinizin olması lazım. Bugün sektördeki tesislerin büyük çoğunluğuna baktığımız zaman, üzülerek söylemek durumundayım ki basit ürün üretmeye çalıştığını görüyoruz. Yani herkesin rahatlıkla üreteceği ürünleri hızlıca üretiyorlar. Hemen satılan ürünleri üreterek ciddi paralar kazanmaya çalışıyorlar. Herkesin yaptığı iş aynı standartta ve kolay olursa para kazanması mümkün olmaz kimsenin. 

Benim Türkiye’de görmek istediğim tablo katma değeri yüksek ürünler üreten, daha verimli, daha ihtiyaç duyulan ürünleri üreten bir sektör haline gelmek. Artık üretici tarafından belirlenen ürün portföyüne dönelim istiyorum. Maalesef o ivmeyi bir türlü göremedik. Bunu yapan firmalar ve birçok tesis var. Özellikle otomotiv ve sanayi profillerine çalışan, Avrupa’ya önemli imalat yapan kendi kurduğum tesisler de var fakat sayı olarak çok az. Türkiye’de üretim halen vasat bir  profili  6 metre boy olarak üretelim satalım dediğimiz zaman, bir şekilde bu kısa süre de olsa devam edecek, belki para da kazanılacak bu şekilde, yatırım da yapılacak fakat bir yerden sonra tıkanacak. 

Çünkü bu kolay üretimi isteyen ve talep eden firma sayısı her geçen gün artıyor. Bu böyle olunca herkes pastadan pay alabilmek için yok denilecek fiyatlara alüminyum satmaya ve vade açmaya başladı. Bu ciddi bir tehdit ve tehlikedir. Tesislerin katma değeri olan, verimli yani sektöre ivme kazandıracak alüminyum profilleri üretmesi lazım. Yani “standart olan boyu üretip çekeyim, rafıma koyup satayım,”mantığıyla sektör gelişemez, sadece küçülür veya günü idare eder. 

Evet, sektör katma değer sağlarsa şayet bugüne kadar harcadıkları enerjinin yarısını harcayarak ya da ödedikleri bedellerin yarısını ödeyerek daha güzel işler yapabilirler. 

Sonuçta sizin dünya piyasalarının merkezi olan Çin ülkesinde faaliyetleriniz var. Çin’in önümüzdeki dönemde özellikle alüminyum konusunda %100 büyüme sağlayacağı düşünülüyor. Sizce Türk Alüminyum Sektörü bu dünyadaki büyüme karşısında ne yapmalı yani bu kabuk sizce nasıl kırılır?

Benim önerim Avrupa’da güzel fuarlar var, bu fuarların içinde önemli kalemleri yakalamak lazım. Bunun yanı sıra dünyada bu profilleri teknik anlamda kullanan ciddi potansiyeli olan, alım yapan ciddi kuruluşlar var. Avrupa son 10 yılda Türkiye’den özellikle düz profilleri yani katma değeri olmayan, herkesin üretebileceği ürünleri talep ediyor. Avrupa’nın merkezine baktığımız zaman çok yüksek katma değerli sanayi profilleri yapıyorlar. Bizim oralardaki kulvarlara yönelik bir takım girişimler yapmamız şart. Alüminyum sektörünün buralara yönlenmesi lazım. Dikkat ederseniz savunma sanayi konusunda ciddi yatırımlar yapılıyor. Artık savunma sanayi, enerji ve yan sanayi üretimleri yapılabiliyor. Buna yönelik nitelikli imalatlar yapılabilir. Hedefimiz iyi profillere odaklanmak olmalı. Buradaki sanayicilerin oradaki firmalara ziyaretlerde bulunması ve hedef alması lazım. Katma değer başka türlü oluşmaz. 

İhracat pazarlarınız hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?

14’ten fazla tesisin yurtdışına ihracatını yaptık. Suriye, Irak, Libya gibi pazarlar mevcut jeopolitik olaylar neticesinde biraz yavaşladı. Özellikle batı Avrupa tarafında yakın çevre komşu ülkeleri dışında 4 ülkeye daha ihracat yapacağız. İnşallah ekstrüzyon pres hatlarımızı ve dökümhanelerimizi Ege markası ile Avrupa ülkelerinde de göreceğiz. 

Özellikle alüminyum ekstrüzyon sektörü yüksek hızlı presleri konuşuyor. Rekabet şartları sebebiyle bu konu hakkında Ege Endüstrinin bir çalışması var mı?

Önemli olan tedarikçi olarak firmalarınızı rekabet şartlarına iyi hazırlamak. Son dönemlerde yapmış olduğumuz yatırımların amacı buydu zaten. Yerli üretim desteği ile yapmış olduğumuz tesislerde şuanda özellikle kendi elektrik ve elektronik ve alt yapı sistemlerini kendimiz yaptığımız için otomasyona yönelik çok ciddi çalışmalar yapıyoruz. Şuan kurulan yeni preslere bunu yansıtıyoruz. Bugün Avrupa’dan gelen pres hatlarına baktığımız zaman evet çok hızlı görünüyorlar fakat bizim ürettiğimiz preslerin o makas aralığını ciddi oranda kapattığını düşünüyorum. Yakın seviyelere kadar geldik. Bunun ötesinde en önemli şey, Ege Endüstri olarak,“biz bunları Avrupa’da üretiyoruz,” diyebiliyorlarsa biz de gönül rahatlığı ile bunu Türkiye’de ürettiğimizi söylüyoruz. Zaman içerisinde ara iyice kapanacak ve en iyi, en ileri teknolojiye sahip tesislerle daha güçlü bir Türk firması olarak satışlarımızı yapacağımızı düşünüyorum. Birebir aynı seviyelerde hizmet eden tedarikçi olmak istiyoruz. Partnerlik çalışmalarından dolayı iyi yolda olduğumuzu görüyorum. En önemli şey kontrolü kendi elimizde tutuyor olmamız. Otomasyon bizim elimizde olunca işimiz daha rahat oluyor. Bunlar beklenti yönünde oluyor. Sanayicimiz böyle istiyor, biz de onu yapıyoruz. Önceden firmaların,“ne güzel, hazır pres, paketleyelim, gelsin burada çalışsın,”düşüncesi vardı. Bunun yanlış olduğunu zaman içinde görmeye başladılar. Tedarikleri yaparken günlerce, haftalarca istişare ediyoruz, sonrasında presler getirilip kuruluyor artık. Biz bunu artık üretirken bile firmalarımızın isteği doğrultusunda şekillendirebiliyoruz. Ege Endüstri olarak dizaynı farklı, yüksek kalitesi farklı ekstrüzyon hatları ve dökümhaneler kuruyoruz. Bunu yerli üretimle kontrol altında tutuyoruz.

Son olarak Ege Endüstri neden tercih edilmeli?

Öncelikle sektör içerisinde en eski geçmişi olan ekstrüzyon pres hatlarını, dökümhaneleri kuran bilgi ve tecrübeye sahip kuruluşların başında geliyoruz. Bu bir avantaj bize göre. Bu bilgi birikimi ile kurmuş olduğumuz yurtiçinde ve yurtdışındaki 56’dan fazla pres ve dökümhaneye baktığımızda, sayı olarak her birinin üzerine bir şey katmışızdır. Bu da bir avantajdır. Hem yurtdışında kendi kontrolümüzde pres ayağını ve hem de yurtiçinde imalatını kendimiz yaptığımız için preslerimizin üzerine Ege markasını koyduğumuz için marka değer imalatını gösterir. Ege markası imalatçı olduğu için projeyi kendi üreten, dizayn eden, uygulayan firma konumuna geçtiği için önemli bir avantaj. Bu yüzden bu bir ticari tercih avantajıdır. Özellikle çok yüksek rakamlardaki nakliye ücretlerini ödetmeyen bir firma, tüm tedariki birebir kontrolü altında tutan ve 24 saat hizmet veren bir kuruluş, sanayici için en büyük avantajdır. Ege Endüstri tamamen avantaj firmasıdır Türk Alüminyum Sektörü için. Bunların totaline baktığımız zaman büyük bir kazançtır sektör için. Bu en önemli tercih sebebidir.

Alüminyum Yapı Dergisi’nin sektördeki duruşu ve başarılı çalışmaları için ayrıca teşekkür ediyorum. Sizin aracılığınızla tüm sektör firmalarına sevgi ve selamlarımı iletmek istiyorum.