Samet Profil, alüminyum fayans seramik parke zemin profilleri üretmek amacıyla Alüminyum üretimi alanında uzman, uzun yıllar üst düzey yöneticilik yapmış EKREM YILDIZ tarafından kurulan ve sektörde yüksekte tuttuğu ahlaki değerleriyle olduğu kadar disiplinli ve akılcı yatırım politikalarıyla öne çıkan bir firmadır. Değişik firmalarda üretim  departmanında çalışmış tecrübeli elemanları ve çözüm üreten güler yüzlü ekibi ile 2014 yılında “Üreterek ülke ekonomisine ve insanlara faydalı olma“ prensibiyle yola çıkan ekip, kısa sürede önemli hamleler yaparak sektörde ileri aşamalara geçti. Bu süreçte gerek Türkiye’de gerekse yurt dışında aranan ve tercih edilen bir duruma geldi. Samet Profil, kısa sürede ürettiği alüminyum profil ve bordürlerin  %50‘sini ihraç eder pozisyonunu yakaladı. Firma, aylık 125 tonluk imalatıyla büyüme yolunda emin adımlarla ilerlemekte ve gücünü gittikçe arttırmakta. Biz de akla gelen her soruyu Sayın EKREM YILDIZ ’a sormak için kapısını çaldık.

Öncelikle sektörün durum değerlendirmesini  alabilir miyiz? 2023 yılı nasıl ve ne şartlarda geçiyor Ekrem Bey?

2023 yılını, küçük firmalar adına gerçekten de çok zorlu bir süreç olarak tamamlayacağımızı düşünüyorum. Yaptığımız iş biliyorsunuz alüminyum ekstrüzyon profillerinde ince özelliği olan ürünler. Bir şekilde Türkiye’de ve yurtdışında önemli pazarımız ve bayilerimiz olduğu için ve kendimizi sürekli yenilediğimiz için, işimize de ciddi anlamda sahip çıktığımız için kendimizi şanslı hisseden firmalardan biri olarak görüyoruz. Fakat bu süreci büyük firmaların nasıl atlatacağı ve nasıl ayakta kalacakları konusunda emin olun benim de korkularım, endişelerim var. Firmaların ticaretlerinde yanlış maliyet hesapları yapmaları sebebiyle oluşan haksız rekabet, Türkiye’de gelişme ve büyüme ivmesine geçen alüminyum metalinin güçlü geleceğini olumsuz yöne doğru sürüklüyor. Üstüne üstlük “Her fabrika bir kaledir,” diye düşünen bir sanayici olarak yılların geçmişten bugüne bana verdiği tecrübeye bakarsam sürekli yeni fabrikaların gündeme gelmesi, pazardaki pastadan alınacak dilimi kazançlı bir şekilde her sene zorlar hale geliyor. Başta enerji maliyetleri, işçilik maliyetleri, hammadde sıkıntıları bunları da hesaba kattığımız zaman, üstüne üstlük fiyat istikrarsızlığı da ortaya çıkınca büyük firmaların gerçekten önümüzdeki dönemde başının çok ağrıyacağını düşünüyorum. Bütün büyük firmalar kredi ile dönüyor, bizim Samet Alüminyum olarak bir liralık kredimiz yok. Kendi kazancımızı öz sermayeye dönüştürüp yatırımlarımızı ona göre adım adım planlıyoruz. Biliyorsunuz Ankara’da Eloksal Tesis yatırımı gerçekleştirdik. 20 milyonluk yatırım yaptık. 6 aydır orada üretim yapıyoruz. Geçen sene bu yatırım sürecine başladık, bu sene çok şükür tamamlayıp faaliyete aldık. Sizinle yapmış olduğumuz sohbette çeyrek asırdan fazla sektör tecrübesi olan bir sanayici ve alüminyum metalinin geçmişini bilen birisi olarak bana o zaman sormuştunuz; sektördeki bu yatırım süreçlerine Samet Alüminyum’u ne zaman almayı düşünüyorsunuz diye.Ben de size bununla ilgili adım adım hareket etmemiz gerektiğini, önümüzü görmeden ve kredi kullanmadan yatırım yapmamız gerektiğini iletmiştim. Bugün yaptığımız aslında bu.Önemli olan süreci iyi takip edebilmek. Alüminyum değerli ve Pazar payı olan bir metal fakat herkesin yapabileceği bir iş değil. Dünyada marka olan firmaların tarihsel rakamlarına baktığınız zaman, 100-150- 300 senelik firmaların varlığını ve bu firmaların çoğunun adım adım büyüdüğünü ve güç kazandığını görürsünüz. Bugün sektörde dün kurulan bir firmanın 2-5 yıl içerisinde çok iyi ciddi bir büyüme ivmesini yakaladığını gördüğünüz zaman en korktuğunuz sahnenin önünüzde olduğunu anlamınız gerekiyor. Yatırım yapmak tabii ki önemli fakat bunu sağlam adımlarla yapmak benim kanaatimde en doğru olan yoldur. Benim kimseyi kırmadan, kimseye yük olmadan, kazandıkça büyümem lazım. Benim şu an tek isteğim 2023 yılının bitmesi. Çünkü 2024 yılında Ankara’ya bir tesis kurmak istiyoruz.

Ankara’da kurmayı planladığınız alüminyum ekstrüzyon tesisinden biraz bahseder misiniz?

Ankara’ya alüminyum ekstrüzyon tesisini kurmadan önce bahsettiğimiz gibi önce eloksal tesisini kurduk. 100 ton kimyasal parlak eloksal yapacak bir yatırımı yaptık oraya. Ankara’ya gitmemizin, tesis kurmamızın en önemli sebebi artık ince ve hassas alüminyum profil işini bir üst basamağa çekerek farklı profillerin üretimini de gerçekleştirmek istiyoruz. Yılların vermiş olduğu bilgi birikimi ve üretimde yakaladığımız kalite, bunlardan daha önemlisi müşteri memnuniyeti bizlerin farklı profil üretmesini zorunlu hale getirdi. Fayans çıtaları ve mobilya profilleri bizim zaten önemli bir iş kolumuz olarak gündemde fakat bunun yanında daha büyük profilleri üretmemizi gerektiren taleplerin yükselişi artık yatırım yapabiliriz sürecini başlattı. İstanbul’da eloksala izin var, kimyasal eloksala izin yok. Ankara’da tüm belgelerimizi alarak izinlerimizi alarak tesisi kurduk. Amacımız kimseye zarar vermeden, borçlanmadan, kredi kullanmadan büyümek ve yatırım yapmak; sadece bunu istiyoruz.

Ekrem Bey, aklıma takılan önemli bir durum var.Aslında sizinle daha önceden görüştüğüm zaman siyaset ve çoğu sektör yöneticisi 2023 yılının Türkiye için çok önemli bir yere geleceğini söylüyordu fakat siz her sizinle karşılıklı görüşmemde 2023 yılının zor geçeceğini söylemiştiniz. 3 aylık bir dönem söz konusu bu süreç halen olumsuz yöndedevam ediyor mu?

2019 yılından bugüne sürekli her bulunduğum ortamda 2023 yılının zorlu bir süreç olacağını söyledim. Bugün bakmayın çoğu tesis çok büyük sıkıntılar içerisinde, kredilerle firmalarını döndürmeye çalışıyor. Hammadde fiyatları, enerji maliyetleri, işçi maliyetleri, dövizdeki hareketlilik aklınıza gelen her bölümde neredeyse büyük bir sıkıntı söz konusu. Firmalar ihracat yapıyor diye dövizin çıkmasını olumlu görüyorlar evet ama süreç artık sanayicinin aleyhine işler hale geldi bu çıkış yönü. Çünkü kimse artık önünü göremiyor, sattığı malzemeyi yerine bir daha alamıyor. Bu da ister istemez ticaret savaşlarında büyük maliyetleri önümüze acı reçete olarak çıkarabilir. Ben bu dönemde özellikle bu zorlu süreçte belki sanayiciyim ya da iş adamıyım diyen büyük firmaların evet sermayesi ya da parası vardır. Beni bilen iyi bilir abartmadan söylemek istiyorum milletin parası kadar, belki de sermayesi kadar ben bu zorlu dönemde zekat vermiş insanım. Gördüğüm tablo ve yaşanan gerçekler benim kazandığım parayı yatırımdan ziyade ülkemin geleceği ve yaşadığı zorlu süreci düşünerek zekat vermem gerektirdiğine zorladı. Ekrem YILDIZ olarak her koşulda her zaman yatırım yapabileceğini bilen biriyim fakat bu zorlu süreçte yatırımdan ziyade üstüne basa basa söylüyorum - bunu kimse söylemez kolay kolay - zekâtın ve sadakanın daha önemli olduğunu düşünüyorum; bu bir değer yargısıdır. Çünkü her firma kredi ile dönüyor, vade farkları almış başını gidiyor, çeke dayalı ticaretler yine gündemde, faize bulaşmayan kalmamış küçük esnafından sanayicisine Allah korusun bu ülkede özellikle vatanını milletini bayrağını seven Müslümanım diyen insanların işi gerçekten zorlaşmaya başladı. O yüzden büyümek önemli, yatırım önemli fakat değerler her şeyden daha önemli benim nazarımda.

Bu bahsettiğiniz tablo aslında bütün sanayicilerin önünde görülüyor fakat çağın mı dersiniz sistemin mi dersiniz bir sonucu bir şekilde herkes bu dönemden de yararlanmaya da çalışıyor görünümü var. Bu tablonun gidişi veya haritanın çizimi anladığım kadarıyla sizin gözünüzde önümüzdeki dönemde ciddi sorunları ve sıkıntıları da beraberinde getirecek. Ne gibi önlemler alınmalı?

Şu an açıkçası anlaşılmayan bir yapay ticaret var, yani haksız bir ticaret ve üretim söz konusu. Bugün Samet Alüminyum ne yapıyor: eşik profilleri veya fayans profilleri üzerine profesyonelleşmeye markalaşmaya çalışıyor, küçük ürünler yaparak ülkesine katma değer sağlamaya çalışıyor. Kimsenin pazarıyla, kimsenin ürettiği ile ilgilenmiyor. Ama bakıyorsunuz büyük firma çapı büyük, presleri büyük, önemli pazarları önemli üretim kalemleri var, bakıyor Samet Alüminyum ne üretiyor ince hassas özel profiller hemen büyük presinin yanına küçük pres alarak Samet Alüminyumun ürettiği ürünleri üretmek için kolları sıvıyor. Bunun ona yol aldırmayacağını bildiği halde sırf oluşan boşluğunu doldurmak adına böyle bir süreci başlatıyor. Ya da ihracatta yavaşlama olunca büyük tesisler hemen soluğu iç piyasada alıyor fiyatları kırarak kapasite fazlasını içeriye aktarıyor. Benim 1 ayda ürettiğimi adam 1 günde üretebilecek diye pres yatırımları yapıyor. Bu hırs nedir anlamış değilim ve firmaları götürecek bu durum.

Ankara’da kurulacak yeni alüminyum ekstrüzyon tesisi bir bakıma yoğun rekabetin olduğu bir yer. Firmanızın bu zorlu ve rekabetçi  sürece nasıl hazırlıyorsunuz?

Rekabet eşit şartlarda yapıldığı zaman her iki tarafı da geliştirir, haksız rekabet iki tarafı da ya süründürür ya da yok eder. Bizim yeni  tesisi kurma hedefimizde birileri ile rekabet etme amacı sadece hizmet, kalite ve müşteri memnuniyeti noktasında olacak. Yoksa o şunu yapmış, bu bunu yapmış bizim aldığımız ahlaki değerlerde çok bir önemi olan durum değil. Ben hassasiyeti ve müşteri memnuniyetini seven insanım. Özel ürünler üretmek istiyorum, hassasiyet gerektiren ürünler üretmek istiyorum ve pazarda bu şekilde büyümek istiyorum.

Samet Alüminyum Ekstrüzyon firmasının hedeflediği üretim tonajlarından bahseder misiniz?

Yıllar içerisinde elde ettiğimiz müşteri portföyüne baktığımız zaman son dönemlerde özellikle solar, perde, soğutma, mobilya gibi özel ürünlerin istendiği sektörlerde yaklaşık 1.000 ton alüminyum satabilecek potansiyelimiz var. Çünkü satıştan gelen bir kimliğim olduğu için rehberimizde çok ciddi kullanıcı potansiyeline sahip merhabamızla ticaret yapabileceğimiz yüzlerce samimi dostluğumuz var. Fakat her adımı temkinli ve takip ederek yapmaya çalışıyoruz. Bugün sektörde rahat ticaret yapmak inanın artık zor; o yüzden hedef belirlemeniz ona göre daha da zorlaşıyor.Örneğin LME+ 2.000 USD’ye satılması gereken malzemeyi bugün LME+1400-1600 USD bandında satmaya çalıştığınız zaman bu sanayicilik mi oluyor, tüccarlık mı oluyor yoksa günü kurtarmak adına bütün sektöre zarar vermek mi oluyor? Bunun hesabıyla normal davranmak her firma adına çok zor bir süreç anlamına geliyor. Bunu firmaların neden yaptığını, bu rekabete kendilerini neden zor sürece ittiklerine bir anlam veremiyorum. Para gücü ile müşteri kazanılmaz bunu yapan sanayici olmaz. Para gücü ile ticaret yapmaya çalışıp insanlığını öldüren bir sektörün içindeyiz maalesef. Her zaman ne diyoruz: güzel ahlak, güzel ahlak, güzel ahlak. Sanayici olsun, iş adamı olsun, işçi olsun herkesin öncelikle güzel ahlakını kazanması gerekiyor. İnanın para kazanılır ve alüminyum metali bunu en kolay yoldan yapan bir üründür. Çünkü binlerce sektör alüminyum kullanıyor ve bu metali kullanmak zorunda. Bu durum hırstan kaynaklı, ikincisi artık büyümek de bir şey ifade etmiyor çünkü çalıştıracak insan bulamıyorsun. Rahmetli Sakıp Sabancı’nın “Vah Vah,” dediği bir dönemi yaşıyor sanayici. 10 yıl sonra bırakın sanayide insan çalıştırmayı berberi bulamayacağız saçımızı kesmek için. Her sanayi şu an elemansızlıktan kan ağlıyor. Ben nasıl hedef belirleyeyim şu durumda. Rekabet gücümüz de üretim gücümüz de personelle alakalı bir durum. 1974’ten sonra Almanya deli miydi Türkleri aldı? Suriyeliler niye gitti? Sektör olarak en rahatı biziz. En küçük firmayım sektörde.

2024 yılındaki Samet Alüminyum nasıl görülecek? Biraz da bu durumdan bahseder misiniz?

Yeni yatırımlar tamamlandığı zaman, bizim bu yatırımı yapabilmemiz için Türkiye ekonomisinin düzelmesi lazım. Türkiye ekonomisi tam anlamıyla düzelirse ciddi yatırımlara imza atacağız. Yok düzelme olmuyorsa mevcut yatırımı koruyacağız. Bugün 100 tonluk eloksal kuruyorsun, eleman olmayınca 70 ton üretiyorsun örneğin. Bugün ben ürettiğim profilin tamamını satıyorum zaten. Dışarıdan ürün alarak da müşterilerimin taleplerini karşılayabiliyorum. Fakat büyümek gerçeğinde sadece parasal güç yeterli olmuyor. Ülke ekonomisinin düzelmesi ve üretimin biraz da standart hale getirilerek rekabetin daha anlaşılabilir hale gelmesi gerekiyor. Bizim insanımız yatırım yapmayı zaten bilir ve sever. Her firma her yönetici şartların düzelmesini bekler. Bugün herkes pres yatırımı yapıyor fakat tonajı dolduramıyor. Adamı bulmadan pres yatırımı yapıyor, insan bulmadan tonaj çalışmaya uğraşıyor riskin altına giriyor. Bir kaleyi kurmak gerçekten şu an için çok zor. 2 sene önce örneğin 500 TL olan günlük gider bugün 2.500 TL olmuş. Herkes için geçerli bu durum.

2024 yılında Türkiye nasıl görüyorsunuz?

2022 yılını arar durumda herkes. Covid sürecinde  çalışıp kazanç sağlayan Türkiye, Covid bitiminde ciddi sıkıntıya düşen yine Türkiye. İnanın gece gündüz çalıştık malzeme yetiştirmek için, bütün sektör çalıştı, tüm gücüyle ter döktü, para kazandı yatırım yapmak için şu andaki durum bambaşka seviyelere geldi. O yüzden Türkiye her rüzgârdan etkilenebilecek bir ülke. Çek kalktı ödemelerde nakite döndü, sonrasında bugün yine vadeli çeklerle satış başladı. Türkiye’nin iyi yerlere gelebilmesi için 2023 yılını doğru ve sağlam bir şekilde kapatması gerekiyor. Biz başarıyı çalışarak kazanan bir ülkeyiz.