1981 Ankara doğumluyum. Eğitimimi tamamladıktan sonra yaklaşık 14 sene hem eğitim hem ticari anlamda 2005 yılından 2019 yılına kadar İngiltere – Kanada ve ABD’de bulundum. Kanada’da iş İngilizcesi alanında bir eğitim aldım. Business English Administration. Daha sonra Türkiye’ye döndüm.O dönemde buradan İngiltere’ye meyve sebze ihracatı yapmakta idik bu nedenle, ben de 3 sene İngiltere ayağını yürütmek üzere bu ülkede kaldım. Ciddi anlamda çalışmamız olmuştu. Çok farklı sektörlerde bir şeyler yaptıktan sonra, dönmeme yine bir üretici sebep oldu. Sonrasında Amerika’ya gittim. Savunma sektöründe Amerika Savunma Bakanlığı’na talaşlı imalat yapan bir firmanın yöneticiliğini yaptım 4-4,5 sene kadar. Şekillenme çok önemliydi, orada yaptığım yöneticilik sayesinde çok önemli tecrübeleri de kazanmış oldum. Amerika’nın katkılarıyla Türkiye’de çok ciddi alüminyum ve çelik ürünleri üretim potansiyelini gördük. Türkiye’ye dönerek 1-2 sene bunu nasıl daha ileriye taşırım konusunda beyin fırtınası yaptım ve bu süreçte gerek ülkemiz gerekse yurt dışındaki potansiyel müşterilerin nelere ihtiyaçları var onu da öğrenmiş oldum.
Buraya geldiğim zaman birçok kişi bana neden geri döndüğümü sordu. Ben ülkemdeki üretim potansiyelini biliyordum fakat öğrenmem gereken talep konusunda dünya hangi konumda ve gelişmiş ülkelerin neye ihtiyacı var, onu da öğrenmem gerekiyordu. Tedarik ve Talep konusunu çok iyi araştırmak ve yerinde görmek çok önemliydi benim için. Yurt dışında kaldığım ve çalıştığım dönemlerde yeterince müşteri portföyüm oluşmaya başlamıştı. Bu müşteriler her ne kadar kalitemizi bilseler de güven konusunda oluşmuş bazı sıkıntılar vardı. Bu yüzden kendimi bu konuya odakladım. “Senin üreticiyle en önemli bağın ve üretilen ürünün kefili benim,” diyerek buraya geldim. Amerika’da kalsam daha farklı şeyler de yapabilirdim ama Türkiye’de olmak ve daha kontrollü hareket etmek çok önemliydi. Bu oluşumun ana sebebi bu. Bu vesile ile 2021 Eylül ayında İnca Global’i kurduk. 1 yıl içerisinde çok ciddi ihracatlara imza attık.
Hizmet verdiğiniz sektörler ve ön plana çıkardığınız ürünleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Alüminyum konusunda dünya pazarına ihracatlarda çok ciddi seviyelere geldik. Bizde talepler doğrultusunda standart profillerden kapı ve pencere profillerine, fayans profillerine ve müşterilerden gelen her türlü özel profil isteklerine karşılık verebiliyoruz. Ayrıca özellikle günümüz şartlarında güneş enerji profilleri de önem arz etmektedir ve başta Almanya olmak üzere bu konuya Avrupa çok ciddi yatırım yapmaktadır ve biz bu sektörde de ciddi çalışmalar ve satışlar yapmaktayız. Geçen sene Avrupa firmalarına daha hızlı hizmet vermek için, Karadağ’da ofisimizi açtık. Müşterilerimize daha hızlı ulaşabilmek adına iki arkadaşımız Karadağ’daki ofisimizde aktif olarak bulunmaktadır. Balkanlarda çok ciddi solar enerji projeleri var. Hepsini bir araya getirdiğimizde A’dan Z’ye alüminyum ile alakalı müşteriden gelecek bütün taleplere Türkiye’deki üreticilerin kapasiteleri doğrultusunda hizmet verebiliyoruz.
Aslına bakarsanız üretici ile tüketici arasında bir köprü oluşturuyorsunuz tedarik noktasında. Bu köprü vazifesi kalite ve teslim konusunda yaşanan herhangi bir olumsuzlukta ciddi bir sıkıntı çıkarıyor mu?
Biz hem üretici hemde müşteri için kendimizi ön plana çıkarıyoruz. Bizlerin de standardı var sonuçta. Çünkü kalıp sürecinden başlayarak profillerin müşteriye teslimine kadar olan süreçte tüm parametreleri takip ediyoruz. Biz aynı şekilde fabrika içinde müşteri konumundayız. Doğru ürünün kaliteli bir şekilde ve doğru zamanda müşteriye gitmesini sağlıyoruz. Sürecin tamamının içerisinde olduğumuz için bizden ürün tedariğini yapan firmalar bütün takibin tarafımızdan en doğru şekilde yapıldığını çok iyi biliyorlar. Müşterinin ne istediğini çok iyi biliyoruz ve organizasyonu çok iyi yapabiliyoruz.
Büyük bir yapının önemli parçası görevini görüyor firmanız. Sürecin tüm çarkları isteğiniz gibi sorunsuz şekilde hareket ediyor mu?
İlk başlarda büyük zorluklar çektik. Kendimizi tanıtarak, kanıtlayarak bunu başardık. Türkiye’nin önde gelen üreticileri ile çalışıyoruz ve dünyanın önemli tedarikçilerine ürün sağlıyoruz. Bu köprünün her iki ayağında da bizim olmamız bizlerin enerjisini daha da güçlü hale getiriyor ve daha dinamik bir yapıya dönüştürüyor. Ama bir elin beş parmağı aynı değil. Her ürün bazen istendiği gibi çıkmıyor. O yüzden kalıp üretiminden son ürün çıkana kadar tüm kontrolleri de bizler yapıyoruz. Numuneleri inceleriz, makine mühendisi arkadaşımız ölçüm raporlarının kontrolünü sağlar. Müşteriye, “Numune çıktı, herhangi bir sorun yok,” dediğimiz an süreç başlamış oluyor. Şayet boyada, yüzeyde, kalınlıkta bir sıkıntı varsa anında müdahale ederek düzeltip süreci çok yıpratmadan çözmeye çalışıyoruz. Ne üreticiyi ne de bizden tedarik edecek firmayı zora sokacak bir duruma getirmiyoruz. Bizim için en önemli konu müşterinin tekrar bize dönüp ticaret yapması ve sipariş vermesidir.
Aslında yakın zamanda çok önemli bir konuma taşınacak olan Firmanız her firma ile çalışabilir mi ya da her firma sizinle çalışabilir mi?
Mustafa SABAN – Tedarik Zinciri Yöneticisi
Üretici olmadığımız için hatalardan ders çıkararak devamlılığı sağlıyoruz. O yüzden farklı üreticileri de ziyaret ediyoruz. Süreçlere bakıyoruz. Çünkü biz hızlı bir şekilde tedariği sağlamakla yükümlüyüz. Ne kadar hızlı teklif gelirse, ne kadar hızlı üretilirse ne kadar kaliteli üretilirse bizim için de o kadar memnuniyeti yüksek müşteri sayısında artış oluyor. Müşteriye ne kadar hızlı dönersek o da size o kadar hızlı dönüş yapıyor. Burada bir kırbaç etkisi oluşuyor ve bunu iyi kullanmak gerekiyor. Çok büyük kapasiteleri olan firmalarla görüşmelerimiz devam ediyor fakat baktığınız zaman süreci sağlıklı ilerletecek firma olduğu gibi sağlıksız şekilde ilerletecek firmalar da var. O yüzden biraz daha kurumsal firmalarla çalışmak daha verimli oluyor.Yeni firmalarla da görüşüyoruz fakat daha temkinli davranmak zorundayız. Denememiz de gereken durumlar da oluyor. Çünkü kalite çok önemli, süreç çok önemli, bunları iyi takip etmemiz gerekiyor. Bazen küçük çaplı talepler geliyor o zaman yeni firmaları denemek için de fırsatlar doğuyor. Her aşamayı kontrol ettiğimiz sürece bir sıkıntı olmuyor, o yüzden gelen siparişler için üretici tercihi yaparken de devamlılığı sağlamak üzere riski en aza indirmeye çalışıyoruz.
Ali ÜNLÜ
Avrupa’da özellikle fiyat önemli belki ama kalite ve termin, özellikle verdiğiniz sözü tutmanız çok önemli. Fiyat özellikle pandemiden sonra daha çok ön plana çıkmaya başladı. Ama yine de Almanya, İtalya olsun İngiltere olsun bu ülkelerde ki müşteriler verilen sözü tutmanıza önem gösteriyor. Örneğin Almanya talep ettiği ürünün dışında bir şey istemez, istememiştir. Kuralları vardır ve uyulmasını ister. Yapılan anlaşmanın şartlarını sağlamayı birinci planda tutmanız gerekiyor. Şu anda Almanya’dan misafirlerimiz geldi, Türkiye’den çok ciddi sipariş çekmişler fakat verilen terminlere uymadıkları için bizimle çalışacaklar. Çok ciddi şikayetler de alıyoruz. Bu tür olayların önüne geçmek ve ciddi bir garantör olmak adınabizler hem üretici hem de müşterilerimiz ile sözleşmeler imzalayarak doğabilecek sorunlarınönüne geçmeye çalışıyoruz. Biz müşterilerimiz ile sürekli irtibat halindeyiz. Sürekli sipariş veren yaklaşık 10 firmamız var. Üreticilerimizle genelde ben konuşuyorum. Biz firmamız içerisinde bir aile olduk, üreticilerimizede o şekilde yaklaşarak ticaretimizi yapmak istiyoruz. Acil diyebiliyoruz, termini yetiştirelim diyebiliyoruz bu güçlü bağı ve güveni yakaladık üreticilerimizle. Farklı üreticilerle bu bağı daha güçlü hale getirmemiz gerekiyor.
Firmanız genel anlamda hangi sektörlere ağırlıkla hizmet veriyor?
Mustafa SABAN
Sektör olarak düşünmüyoruz. Baktığınız zaman sadece alüminyum da satmıyoruz. Bütün müşterilerimizin Türkiye’den tedarik noktasında hangi ürünü istiyorlarsa tedariğini sağlayıp müşteriye ulaştırıyoruz. Bizden alüminyum da isteyebiliyor çelik de isteyebiliyor. Sektör çok geniş olduğu için ne isteniyorsa onun çözümünü sağlıyoruz. Sonuçta biz de üretici değiliz. İhtiyacın doğru şekilde temin edilmesi için çalışıyoruz.
Türkiye ihracat yaparken aynı zamanda ithalat da yapan bir ülke konumunda. Hizmeti doğru kanallara yaymaya çalışan bir kuruluşsunuz. İki tarafın da doğru şekilde size bilgi vermesi gerekiyor. Üretici doğru ürünü kaliteli ve hızlı şekilde üretecek, sizler de bu üretilen ürünü aynı şekilde tedarik noktasındaki yere zamanında yetiştireceksiniz. Burada şartlar nasıl oluşuyor Ali Bey?
Ali ÜNLÜ
Aslında burada herkes birbirine partner oluyor. Önemli olan ürünün doğru şekilde son kullanıcıya ulaşmasını sağlamak. Herkes işini düzgün yaptığı sürece hiçbir sıkıntı yaşamazsınız. Burada bizimle birlikte üreticilerimizde ciddiyeti çok üst düzeye çıkarmak zorunda. Çünkü biz yük alan bir firmayız. Düşünün ürün kalıptan çıkıp profile dönüşene kadar olan süreçte gözden kaçacak her detayı görmek zorundayız. İş etiği konusunda ve işin devamlılığı konusunda sıkıntı çektiğimiz oluyor. Numune ile siparişin aynı kalitede olması için elimizden geleni yapıyoruz. Bütün süreci takip etmek zorundayız. Tüm bu süreçler sonucunda bizim onayladığımız ürün müşterimize gidiyor.
Fabrikalar ve Ürün Talebinde bulunanlar sizin varlığınızı net olarak kabul ediyorlar mı? Yani “İyi ki varsınız,” konuşması sürecin içerisinde oluyor mu?
Mustafa SABAN
Bugün baktığınız zaman bu tarzda ilişkiler üretici firmaların direkt alıcılarla olan bağıyla çözülmüş fakat her iki taraf da bundan çok ciddi sıkıntılar yaşamış. Üretim süreci, takip süreci, teslimat süreci her biri çok önemli potansiyel bir yapıyı oluşturuyor, her bir bölüme enerji gerekiyor. Üretimi fabrika yapsın ama doğru ve kaliteli yapsın, hızlı teslimat sürecine göre ürünün yolculuğunu hazırlasın. Bütün bunları yaparken ister istemez sıkıntılar oluşuyor ve dışarıda ürünü alacak firmaya ya zamanında ürünü gönderemiyor ya da kalitesinde sıkıntı yaşıyor. Bu yüzden biz arada olduğumuz için bu yolculuğu daha güvenli hale getiriyoruz.
Ali ÜNLÜ
Benim en büyük isteğim şu: sektör çok büyük ve herkes bir şekilde ekmeğini yiyecek. Sadece fırsatları değerlendirmek gerekiyor. Bugün ekstrüzyon sektörünün bu kadar çoğalmasının sebebine baktığınızda bu artışın nedenini görebiliyoruz. Burada bizler aracı görevi görüyor ve hizmet sağlıyoruz. Artık her şey günden güne zorlaşmaya başladı. Biz hem müşterimizle hem üreticimizle birlikte güçlenmek istiyoruz. Bu süreçte büyük sıkıntılar oluşabilmekte ve biz çözüm partneriyiz. Müşterimizin de üreticilerimizin de bir nevi üzerlerindeki yükü hafifletmek üzere hizmet sağlıyoruz.Oluşabilecek sorunu her iki tarafın mutluluğu için anında çözmek zorundayız.
Inca Global firması müşteri portföyünü neye göre belirliyor?
Oluşturduğumuz müşteri veri tabanı doğrultusunda arkadaşlarımız sürekli olarak hem mevcut hem de potansiyel müşterilerimiz ile iletişim halinde kalıyorlar. Farklı firmalardan farklı talepler gelebiliyor.Bazı siparişleri risk almadan aktif çalıştığımız firmalara ürettirmemiz gerekiyor.Risk almadan ticaret yapamazsınız. Biz de doğabilecek riski en düşük seviyede tutmak ve hem yeni müşteriye kendimizi kabul ettirmek hem de yeni üreticilerimizle çalışmak için daha düşük hacimli siparişlerle, denemelerle portföyümüzü geliştiriyoruz. Bir şekilde güçlü bir bağ kurabiliyoruz ama kaliteyi görerek tabii ki. İlk başladığım zaman 20 tonluk bir sipariş aldım, ürünü gönderdim tabi ki şu anki sektörel tecrübeye sahip değildim ve halen bu firmamdan bir daha sipariş alamıyorum. Burada sorumlu kim? Baktığınız zaman üretici ben değilim fakat üreticinin yaşattığı sıkıntıdan dolayı ben müşterimi kaybettim maalesef. Hep ders ala ala gidiyoruz. Burada merkeziyetçi bir sistem kurmaya çalışıyoruz. Alüminyum evet ticareti güzel bir metal fakat rakamsal olarak vereceği zarar artık çok büyük konumda. Bizim kalite bazında devamlılığı sağlayacak şekilde her iki tarafa güveni verecek durumda olmamız lazım. Üretime güven vermek bile zor fakat takip çok önemli bizler için. İşin her aşamasına yetişmeye çalışıyoruz ve daha önce de belirttiğim gibi portföyümüze hem yeni müşteriler hem de yeni üreticiler katmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok ciddi özveri isteyen bir durum vehali hazırda ekip sayımız az olsa da yaptığımız iş çok fazla.
Hedefiniz Dünya firmalarına ürün tedariğini doğru şekilde yapmak. Burada ekibin gücü çok önemli. Biraz bu konudan da bahseder misiniz?
Öncelikle biz büyük bir aileyiz. Ve ben bir yönetici olarak tüm ekibime “çalışma arkadaşlarım,” derim. Hepimizin hayali daha güçlü bir INCA GLOBAL’in oluşması ve devamlılığıdır. Müşteri ve üretici ile ilgili bir oluşum var bizim sistemimiz içerisinde. Endüstri Mühendisi olan Mustafa Bey hem ülkemizde hem de Karadağ ofisimizde aktif rol almakta. Makine mühendisi arkadaşımız Ertuğ Bey teknik konuda bilgi ve tecrübelerini paylaşmakta. Satış ekibimizden Lamija Hanım farklı dillerde müşterilerle görüşmeler yapabiliyor, süreci ve projeleri takip ediyor. O yüzden yönetim başta olmak üzere tüm yapı ciddi bir takip sürecini kontrol edecek ekipten oluşuyor. Bizi bir puzzle olarak görebilirsiniz fakat parçalardan birinde aksama olduğu zaman diğer parçalar onun yerine geçip görevini yapabiliyor. Bunu sağlayacak güce eriştik çok kısa zamanda.
Geldiğimiz noktada bana en büyük güveni de ekibim vermektedir.
Alüminyum metali katmadeğerli ürünlerde daha farklılık oluşturuyor, sadece kazanç yönünden değil üretim yönünde de. Sizler firma olarak ağırlığı hangi yönde kullanıyorsunuz ürün seçimlerinde?
Değişim ve gelişim dünyanın artık en çok kullandığı kelimeler olarak görülebilir. Daha önceden kullanılmayan bir parça bugün kullanılabiliyor. Daha önceden demir, çelik veya ahşap olan ürünlerin yerine bugün alüminyumun kullanılması gibi. Çelik evet önemli ama işin içine Ar-Ge girdiği için ve ağırlığı sebebiyle yerine alüminyum kullanılabiliyor. Örneğin ahşap doğramaların, sonrasında PVC ve en sonunda alüminyuma dönüşmesi gibi. Burada hafiflik ve kolay şekil alabilme ve kullanım ömrü çok önemli. Alüminyumun bu değişime her sektörde ayak uydurduğu gözlemlenebiliyor. Bizler burada, müşterilerimiz alüminyum metalinin nerede kullanıldığını araştırıp uygulamaya başladığı ve ürün haline getirdiği zaman devreye girmeye çalışıyoruz. Bazı ürünlerde, evet, alüminyum çok fazla kullanılıyor ancak yarattığı katmadeğer olarak düşük kalabiliyor.Üretimi kolay olduğundan dolayı bazı endüstriyel ürünlerde özellikle savunma sanayi, otomotiv ve güneş enerjisinde hem üretimsel hem de fiyatsal anlamda daha farklılık gösterebiliyor. Burada müşterinin beklentisi çok önemli. Biz de bu duruma çözüm odaklı yaklaşıyoruz. Ar-Ge’yi biz yapmıyoruz ancak bu işin üretim sürecinde ön plana çıkıyoruz.
Değişim Kaçınılmaz Ama Değişime Adapte Olmamız Gerekiyor.
Normalde sürekli söylüyoruz; biz üretici değiliz ama bir üreticinin yaptığı kalıptan teslime kadar olan süreci baştan sona takip ettiğimiz için kendimizi de geliştirdiğimizi düşünüyoruz. Üreticiye bile yeri geldiği zaman tavsiyelerde bulunabiliyoruz. Çünkü alüminyum çok geniş ürün yelpazesine sahip bir metal ve alaşımları ile birçok önemli sektörde kullanılabiliyor.
Üretici ve Alıcı arasında bir köprü görevi görüyorsunuz. Sadece ürünü fabrikadan alıp direkt alıcı firmaya teslim etmediğinizi söylediniz. Aynı zamanda ürünün üretim proseslerini de yerinde incelediğinizden bahsettiniz. Bu ciddi bir enerji kaybı olmuyor mu sizler için?
Türkiye’de çok önemli üreticiler var alüminyum sektöründe, evet çok kaliteli ürünler üretiyor fakat rekabet şartları yüzünden hak ettiği değeri bulamıyor. Şu an hâli hazırda yüksek fiyatlara alüminyumu satamıyoruz. Ülkedeki firmaların oluşan haksız rekabet şartlarından dolayı yaptığı fiyat indirimleri sebebiyle. Bu döneme kadar gelmiş ve güven konusu halen sıkıntılı düzeyde. Bunun çok farklı örneklendirebiliriz. Ben alüminyum sektörünü Amerika’da öğrendim. Bu potansiyeli gördüğüm için benim tercihim alüminyum oldu. Ve Türkiye’de doğru firmalara doğru ürünü ürettirip doğru fiyatlarda dünya piyasalarına satmak istiyoruz. Burada riski o yüzden kendi üzerimize almak zorunda kalıyoruz. Ve bugün halen ürün satarken çürük elmaların zamanında yaptığı ticaretin etkilerini yaşıyoruz bu yüzden istediğimiz fiyatlara satmamız mümkün olmuyor. Herkes elini taşın altına koyduğu taktirde her şey daha güzel olur. Bugün imalat gücümüz ve kalitemiz Çin’den bile daha iyi. Maliyetlerimiz Çin ile yarışabilecek seviyelerde. Türkiye’nin sanayisi çok gelişmiş vaziyette. Ürün üretemeyecek durum asla yok. Biz sadece satarken sıkıntı yaşıyoruz. Günü kurtarma meselesinden çıkmak lazım geleceği korumak gerekiyor. Çok ciddi şikâyetler alıyorum. Bir Alman, bir İngiliz neden “ürün aldım şikâyetçiyim,” desin. Bizde bu şikayetlerin oluşmaması için enerjimizi en üst seviyede tutarak organize ediyoruz.
Inca Global niçin tercih edilmeli?
Biz çeşitlilik ve hız konusunda iyi olduğumuz için tercih ediliyoruz. Çünkü bir ayağımız zaten yurt dışında. Üretim süreci ile işin teslim sürecine kadar her konuda hızlıyız. Sürekli firmalarımızla irtibat halindeyiz ve sadece yazışma üzerinden gitmiyoruz. Ne kadar hızlı olursak o kadar verimli olabileceğimizi biliyoruz. Biz hiçbir zaman müşteri bekleten konumda değiliz. Müşterimiz bize güveniyor, biz müşterimize güveniyoruz; asıl amaç katmadeğer sağlayacak ihracatlar yapmak. Biz bu riski alırken hiçbir şeyden kaçınmıyoruz. Doğru adımlarla gidersek riskleri azaltabiliyoruz. Ben üreticime güvenip riski tercih ediyorum ama üreticimde bir sıkıntı yaşadığım zaman kendi firmamın geleceği ve ürün teslim ettiğim müşterimin geleceği için bir daha aynı üretici ile iş birliği içerisine girmiyorum. Tek isteğimiz müşterilerimiz bize güvensin çünkü onlara doğru ürünü zamanında teslim etmek adına kurulmuş bir firmayız. Katmadeğer artışı ancak bu şekilde olacaktır. Üreticimize sahip çıkıp gücünü kullanıp doğru enerji kullanıp teslimatı doğru yaptığımız için.
Türkiye’de bundan 2 yıl önce dünyada yaşanan pandemi sebebi ile ürün bulmak neredeyse imkânsızdı, termin süreleri ciddi anlamda sıkıntı oluşturmaya başladı. Tüm fabrikalarda üretim vardiyaları doluydu hem ihracat ayağında hem iç piyasa ayağında. Bundan dolayı arada pazarlama firmaları satışını yaptığı firmalara ciddi anlamda mahcubiyet yaşadıklarını söylediler bu süreçte. Yarın alüminyum yine aynı ivmeyi yukarı taşırsa sizin tarzınızdaki firmalar tedarik noktasında sıkışıklık yaşarsa bahsettiğiniz müşteri memnuniyeti zora girecek ve firmanızı sıkıntıya düşürecek. Sonuç itibariyle sizler üretici değilsiniz. Bunun için ne gibi önlemler alıyorsunuz?
Biz kurulduğumuz dönemde alüminyum tedariği çok zordu. Covid ile ilgili dünya büyük bir sıkıntıya düşünce oluşan ciddi alüminyum ihtiyacına işi bilen bilmeyen herkes girmeye başladı. Hem pres yatırımı yapıldı hem de yeni fabrika yatırımları gündeme geldi. Bugün halen üretici sayısı belli değil, üreticilerdeki pres sayısı ve üretim hacmi belli değil. İşi bilerek yapan zaten Ar-Ge yaparak büyümesini tetikledi, diğer taraftan işi bilmeyenler takip ederek yatırım yaptı. Bu yüzden takip ederek bu işin olmayacağını ileride görecekler ve ciddi anlamda kapanmalar olacak. Alüminyum Metali Takip Edilerek Yapılacak Bir Üretim Şekli İle İlerleyemez. Burada bizler, tedarikçi olarak, sonuç itibariyle hiçbir firmanın zarar görmesini istemeyiz fakat baktığınız zaman hizmet veremeyen bir yapının da desteklenmesi biz dahil herkesi sıkıntıya düşürür. Sektörün geleceği bizler için çok önemli. Sayı olarak firmalar belki azalacak fakat sektör hacim olarak daha verimli ve daha kurumsal bir yapıya dönüşecek. Diğer danışmanlık firmalarından Kalite ve standartlarda yol ayrımında olan bir firmayız. Rekabet ortamı güzeldir. Ancak bizim yaptığımız hizmeti verebilmek şu andaki ortamda çok zor.
Son olarak bir mesajınız var mı?
Biz sonuç itibariyle iyi hizmet verirsek, mutlu müşterileri oluşturursak ülkemiz adına çok önemli bir iş yapmış olacağız. Müşteri memnuniyeti çok önemli. Bizim perspektifimizden baktığımızda tek başına olabilecek bir durum değil. Gösterdiğimiz hassasiyeti üreticilerimizin de göstermesini istiyoruz. Büyük bir pasta var, bu pastayı bölerek milyonlarca insanın bir kazanç elde etmesini sağlayabiliriz. İşi de paylaşalım, kazancı da paylaşalım.