1970 doğumluyum. 1995 yılında Anadolu Üniversitesi Mimarlık Bölümünü bitirdim. Mezun olduğum zamandan beri mimarlık işleri ile ilgileniyorum. 4-5 sene dekorasyonla uğraştım okul zamanında. Hem okulda okurken hem de çalışırken dekorasyonla uğraştım. Okul bittikten sonra Almanya’da 2 sene kaldım, Dortmund’da. Orada üniversiteye devam edecektim. Yabancı dil öğrendim orada. Ailevi nedenlerden geri döndük. Yaklaşık 2000 senesinde alüminyum işine girdik. O zamanlar bu işleri yapan Karadeniz bölgesinde iki firma vardı. Onlardan biri de bizdik. O zaman doların çalkantılı dönemleri, anlaşıyorduk tl'ye çeviriyorduk vs. Zamanında çok güzel işler yaptık. Sektörün yeni yeni hareketlendiği dönemdi. O zamanlar alüminyum cephelerde yeni yapılıyordu, inanılmaz iş potansiyeli vardı ve sürekli iş geliyordu. 5 sene çalıştıktan sonra kapatmak zorunda kaldık, plastik sektörüne de çalışıyorduk. Alüminyum bölümünü kapattığımız 2005-2006 döneminde iyice inşaatlar hızlanmaya başladı. O sıkıntılı dönem aslında geçiş dönemiydi. Başka bir firmada çalışmaya başladıktan sonra 1.5 yıllık bir süreden sonra kendi firmamı kurdum. 7 senedir kendi firmamda işimi yapıyorum. O geçiş döneminde inanın kimse kompozit denilen malzemeyi tanımazdı. Gösterirdik, bağlamalar yapardık, profiller arasına uygulama yapardık beğeni toplasın diye, çünkü önümüzde gösterme yapabileceğimiz pek bir yer yoktu. Bunları yapmaya başladığım dönemden bugüne 10 seneden fazladır bazı binalar halen hiçbir sıkıntısız ve problemsiz durmaktadırlar ve halen sohbetler esnasında gündeme gelir o binalar. Ne cephelerde bir oynama, ne sistemde bir arıza, ne camlarda herhangi bir sıkıntı bugüne kadar yaşanmamıştır. Uzun vadede Samsun'da 5-6 senedir inşaat çok hızlandı. Samsun Karadeniz bölgesinin en hızlı hareket eden ili konumuna geldi. Özellikle hastanelerin açıldığı dönemde bu yaşandı. 5-6 sene evvel hükümetin almış olduğu Samsun'u hastaneler merkezi yapalım hareketi açıkcası bölgeye inanılmaz ivme kazandırdı. Bu böyle olunca ister istemez diğer inşaat sektörlerinde konut ihtiyacı artınca talep yaşanmaya başladı. Şu anda Samsun Atakum 3-4 senedir inanılmaz inşaat artışına sebep oldu. Bu alüminyuma inanılmaz bir fayda sağladı. Çünkü görsellik işin içine girince binalarda, özellikle alüminyum tercih edilmeye başlandı. Kimse artık müteahhit toprakta iken inşaat satamıyor, illaki görecek insanlar alacağı yeri. Biz şimdi yaklaşık 10 sene evvel platin evleri, almira evleri projelerinde giydirme cephe uyguladık. Orada insanlar görünce bu binaları, bu furya patlayınca herkes binasında sadece cam görelim diyorlar. Görsellik ön planda, bundan
sonra herkes binasında bu cepheyi istiyor.
Alüminyumun son zamanlarda gelişmesine paralel olarak her önüne gelenin cephe işine girmesinin işin mimari tarafında ciddi sıkıntılar doğurduğu gözleniyor. İnşaat piyasasındaki gelişme, alüminyum sektöründeki gerçek anlamda mimari yapı yapan firma sayısı oranına göre çok yüksek kaldı. Bu böyle olunca ister istemez ufak doğrama işi yapanlar da cephe işi yapmaya başladı. Önümüzdeki dönemde bu bir sıkıntı oluşturacak mı sizce?
Birincisi bu işi herkesin yapması zaten doğru değil. Özellikle inşaatlarda biliyorsunuz son zamanlarda oluşan depremler sonucu bir çok bina yıkıldı. Yalova depreminden sonra ikinci kez Van depreminde bunu gördük. Binalar inanılmaz derecede yıkım gösterdi. Bu böyle olunca tabiî ki, her konuda olduğu gibi bina yapımında inşaat demirinden tutun, kumuna kadar, kullanılan tüm malzemelerin kalite kontrolleri mühendis ve yapı denetim kurumları tarafından incelenmeli. Uygulanacak cephelerde aynı şekilde mimar ve mühendis kontrolünde işine garanti verecek kuruluşlarla çözülmeli. Bugün cephe deyip geçmemeniz lazım. Tamam bina yerinde fakat cephelerin taşıyıcı özellikleri tam anlamıyla standart dışına çıkarılırsa önümüzdeki dönemlerde ciddi sıkıntılar yaşatacaktır. Herkesin yapması zaten furyanın sebebi. Bana gelip soruyorlar bir binamız var buraya silikon cephe olur mu, ben olmaz diyorum. Konutlarda silikon cephe olmaz, neden, mutfağa silikon cephe yapıyorsunuz, cam kirleniyor kadın açamıyor, malzemeyi temizleyemiyor, sıkıntılar başlıyor. Genellikle silikon cephelerin hava sirkülasyonunun sürekli olmadığı yerlerde uygulanması daha doğrudur. Nereler bunlar, iş merkezleri, ve alışveriş merkezleri. Çünkü bu tarz yerler kendi havalandırmasını kendi sistemleri ile gerçekleştiriyorlar. Biz şimdi projeyi oluştururken bakıyoruz, her projenin her profilin kendi ( j x ) değerleri var. Yani oluştururken orada kullanacağımız profili bile kendi kafamıza göre maliyeti düşürelim 80'lik yerine 50'lik kullanalım diyemiyoruz. Mutlaka orada taşıyabileceği yük neyse ona göre profili belirliyor, ona göre projeyi sunuyoruz. Bu arada rekabetten dolayı bir pvc firması çıkıyor ben de cephe yaparım deyip gidiyor, aradan 80'lik profili alıp yatayı 50'lik veya 30'luk kullanıyor maliyeti aşağı çekiyor. Biz projeyi veriyoruz, detayları veriyoruz, eğer müteahhitin ilk düşündüğü sadece o binayı satmak ise, onda tereddütlü kalıyor maliyeti düşük olanı seçiyor. Benim özel müteahhitlerim var, ben aslında müteahitlere de iş yapmıyorum. O binada oturacak kişiye iş yapıyorum. Çünkü biz o oturacak kişiye fiyat verirken, seçtiğimiz profilin veya projedeki sunduğumuz ürünlerin dışında bir şey istemiyor. Diyemiyor çünkü kendisi oturcak kendisi kullanacak bunu.
Bugün küpeşte denilen olayda bastıra bastıra 2 mm diyoruz, adam kabul etmiyor, illaki düşürün diyorlar ama biz yapmıyoruz. Karşımızdaki müşterimiz zaten temiz ve düzgün isteyen kişiler olunca bütün bunları anlayabiliyorlar. 5 sene evvel, bizler cephe yaparken mimarlar bu işin nasıl yapıldığını bilmiyorlardı. Bir cephe projesini çiziyor ama yanında bir detayı olacağını düşünmüyorlardı. O cephenin dışarıya 10-15 cm çıkacağını hesaplamıyor ama biz bunları öğretmeye çalışıyoruz. Bugün bir mimar bir cephe hazırlıyorsa detayını da kendisi çözmesi lazım. Adam dümdüz yapıp getiriyor kağıt üzerinde, buraya cephe yapın diyor, peki diyoruz 15cm öne çıkacak, cephe gelince kenarı nasıl kapatacaksınız. Kenarına böyle bir detay düşünmüşsünüz ama nasıl yapılacak bu belli değil, ya bunu inşaat yapım aşamasında iken binayı 15 cm geriye yapacaksınız cephe için mesafe bırakacaksınız, yan taraftaki cephe ile istedğiniz persfektif ortaya çıksın. Önceden yapılıyordu fakat şimdi mimarlar da çözdü işi, yani bi yerlere bakarak yapmıyorlar. Projeyi çiziyor bizlerle oturup bunu çözebiliyorlar. Biz genelde mimarın yapmış olduğu işe uymak istiyoruz çünkü ben de mimarım ve gerçek anlamda karşımda bir mimar olunca yaptığım işten haz alıyorum. Proje üzerinde çalışınca sorunlar sıkıntılar birlikte çözülebiliyor. Bunu böyle değil de şöyle yapalım diyebiliyoruz.
İşin mimari olarak tarafınızdan çözülmesi projelerde ne gibi faydalar sağlıyor?
Aslında mesafe tabii ki oluyor. Bilinçli müşteri bizi buluyor zaten. Biz hiçbir zaman boş kalmadık. Bizim müşterilerimiz bizi hiç birakmadı. Başında ne ise sonunda onu söylüyoruz. Adam 5 lira diyor sonunda 7 liralık fatura çıkarılıyor. Sonra müşteri kısa vadeli düşünüldüğü için bunu taktik olarak kullanabiliyor, adam da lanet olsun diyor, bir daha sana iş yaptırmam diyor ve parasını ödüyor. Biz bunu yapamayız burada ve bu sistemi hiçbir zaman kendi şirketimde uygulatmadım. Proje çizilir fiyatlar çıkar uygulama yapılır. İşi alıp almama olayını konuşmuyorum. İşi hakkıyla almanın mücadelesinden bahsediyorum burada. Asla ama asla işi yaptıracak kişi madur edilmemeli.
Tekliflere iyi bakılması lazım. Özellikle son zamanlarda gündeme gelen en büyük sorun bu. Teklifte yazılanları mimar olsun mühendis olsun müteahhit olsun iyice okumalı ve karşılaştırmalı bütün bunları İmzayı sonra atmalı.
Biraz firma yapısından ve kapasitelerinden bahsetmenizi istesem sizden?
Samsun iline bakınca belli başlı büyük projeleri olam firmalarımız var. Üç artı olarak zaten prestijli yüksek katlı ve özel işleri rahatlıkla yapıyoruz. Biz belli bir yere geldik Samsun'da ama artık Karadeniz'de bulunan sağlam firmalara sağlam işler yapalım diye yola çıktık, amacımız bu. Kapasitemiz ciddi anlamda dolu, zaten yoğunluk var. Çok büyük projelerde özellikle hemen biz yapalım diyen bir kuruluş değiliz, bugüne kadar tüm işlerimizde ve tüm aldığımız projelerde böyle davrandık. Her işi yapabilecek güçteyiz fakat biz her işi alan bir kuruluş değiliz.
Kapasitemiz 4000-5000 m2 ler. Biz ekibini kendi oluşturan bir firmayız. Ona göre iş almak ve yapmak zorundayız ne kendimizi ne de işini yapacağımız firmayı zora sokacak bir şey yapmayız. İstanbul'da biliyorsunuz birçok taşeron firma var iş yapan ama burada iş alıp da taşerona verebileceğiniz bir durum yok. 15-20 yaşında kişilerden oluşmuyor bizim çalışanlarımız. Hepsi işinde ustalaşmış, Rusya-Kazakistan, Suriye vs. ülkelerde tecrübe kazanmış ekipler. Bizim ekibimiz tamamen kendi yetiştirdiğimiz ustalardan oluşuyor. Tecrübeleri var fakat ne kadar da desek tam üst düzey değil. 3000-5000 m2 belki bir şey değil ama 10,000 m2 zorlanabilir. Onun için alt yapı çalışmaları başlattık. Bizim hedefimiz çok yüksek cirolu işleri yapmak. Şu anda Samsun'a sığamıyoruz. Benim ustalarım çok kaliteli eksiksiz iş yapabilen kişiler. Samsun'da bir tane iş geliyor büyük çapta onu da zaten biz alıyoruz sonra ekibiniz boşta kalıyor ya da küçük çaptaki işlerle yoruyorsunuz, bu sebeple daha büyük işler alıp ekibinizi istediği çalışma gücüne çıkarmamız gerkiyor. Hedefimiz bir anda büyümek değil, adım adım bu işi yapmak.
Hedeflerinizden bahsetmenizi istesem?
Aslında hedef değil ama hayallerim var tabii ki, okul okumuşsunuz işinizi profesyonel anlamda düzgün yapmaya çalışıyorsunuz, iyi bir ekibiniz var. Ve kendinizi yaptığınız işle öveceğiniz bir projede yer almak istiyorsunuz tabii ki, 10 seneden beri bu işi yapıyorum ben, normal silikon cephe yapmak istemiyorum artık. Güzel bir cephe geldiği zaman detaylarının inşaat halindeyken çözülmesini istiyorum. Adam binayı yapıyor, kabayı atıyor, buraya cephe yapılacak deyip geçip gidiyor. Üzerinde çalışsan ne olur çalışmasan ne olur ondan sonra. Ben araştırmak istiyorum, referans istiyorum, yenilik yapmak istiyorum. Çuhadaroğlu'nun özel profilleri çıktı mesela, burada 2 yeri bitirdik. 2 yeri daha yapacağız, o benim hoşuma gidiyor. Cepheler konusunda işleri sürekli gidip izliyorum. Hayal ettiğim işler var, kafamda tabii ki birçok proje oluyor, hep akılda bir şeyler oluyor ama bunu inanın hemen yapamıyorsunuz. Çünkü hayalinizi yapamazsanız en çok siz üzülürsünüz.
Benim en büyük hayalim, işimi her yaptığım dönemde en iyi alüminyum cephe yapan kuruluşlardan biri olarak anılmak. Projeyi anahtar teslimi yapmak en büyük hayalimdir, bunu gerçekleştirdiğim birçok projem var, onlardan ayrı haz alıyorum ama bunu tamamen yapmak beni daha çok mutlu ediyor. Yaptığımız işi düzgün yapmak istiyorum. En büyük korkum müşteri bana sizden memnun kalmadım demesi. Büyümek istiyorum. Bu iş gücünü, kalitemi, prensiplerimi genele yaymak istiyorum. Kendi üretim tesisim olsun istiyorum. Orada Ar-Ge labratuvarı olsun istiyorum, yurt içinde ve yurt dışında büyük projeleri almak istiyorum. Hep zor olanla uğraştım yaşamım boyunca, çünkü zoru başarmak çok önemli, bizim için.