Anasayfa Ürün Haber Teknoloji Vitrindekiler Röportajlar Projeler Makale ve Raporlar Etkinlikler Duayenler Firma Rehberi Fuarlar Ürün Pazarı
Kullanıcı Adı
Şifre

   Yeni Üye | Şifremi Unuttum
Asaşpen İş Ortaklarıyla Antalya’da Buluştu
 
Assan Alüminyum CDP skoruyla küresel ortalamanın üzerinde
 
Bostik Türkiye yurt dışı eğitimlerine devam ediyor Gürcistan’da 1.000 kişiye teknik eğitim verildi
 
YEO, ABD’de güneş enerjisinden elektrik üretecek
 
Türk müteahhitler Ukrayna’yı yeniden inşa edecek
 
İSO İkinci 500 ü açıkladı.
 
SARAY ISO 500’de 236. sıraya yükseldi
 
Akpa Alüminyum’dan Yeni Alüminyum Mimari Sistem Çözümleri
 
http://www.caliskanaluminyum.com

https://www.carramimari.com/

https://www.kaban.com.tr/

https://birmilyonnokta.com/amp/firmalar/plaser-insaat

http://www.sienka.com.tr/

https://eminaluminyum.com.tr/

http://www.selsil.com

Toplam Ziyaret : 20894732
   Roportaj Genel Müdür  İlhan KAHRAMAN ET: 05-02-2019 Yazdır   Tavsiye Et
Zorlu ve Virajlı Yoldayız
 

Zorlu ve Virajlı Yoldayız


Merhaba, 


Alüminyum Yapı Dergisinin 85’nci sayısı ile yine birlikteyiz. Tüm kıymetli sektör yetkililerine ve aziz okurlarımıza bana ayrılan sayfalardan sağlık, sıhhat, başarı ve bol  kazançlar diliyorum. Geride bıraktığımız son iki aylık döneme baktığımız zaman yazının başlığına uygun şekilde hareket eden bir Türkiye gerçekliğine şahit olduğumuzu söyleyebiliriz. Bir editörün görevi gerçekliği tüm çıplaklığı ile görmek, okumak, analiz ederek sağlam bir özet çıkarıp gündeme taşımaktır. Bunu yaptığı ölçüde başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Hepimizin okuduğu yazarlar veya kitaplar vardır. Hiçbir şey okumuyorsak da bir şekilde gündemi medya veya internet üzerinden takip ederek gerekli özeti kendimize ve çevremize de çıkarıp paylaşıyoruzdur. Bu kimi zaman yazıya dökülür, kimi zaman konuşmayla ortaya çıkar. Ben de hem gündeme hem de sektörümüzün ve ülkemizin gidişatına dair görüşlerimi buradan paylaşmak istiyorum.


Bugün baktığımız zaman ülke genelinde herkesin bir tür karamsarlık içine sürüklendiğini, “Acaba ne olacak?” sorusunu sorduğunu görüyorum. Sanayicimizden en altta çalışana, ekmek aldığınız fırıncıdan pazardaki esnafa kadar herkesin kafasındaki soru işareti ya da tam olarak çözemediği tek soru şu: “Ülke nereye gidiyor?”


1999 yılında Alüminyum Yapı dergisinin müjdesini alüminyum sektörüne verdiğim gün şöyle tepkiler aldım: “Bu dergi olmaz çünkü ortada sadece firmalar var. Herhangi bir yardım veya destek alamazsın çünkü bu firmalar bunu kabul etmez.” Gömleğin ilk düğmesi kopacak mesajını verip ilk baskısını yaptığımız Alüminyum Yapı Dergisi bugün masanıza 85’inci sayısını gururla getirebiliyor ve üzerinden 19 yıl geçmiş. Sağlık Sağlamlık ve Estetiğin sembolü sloganını benimsemiş, alüminyum firmaları yerine Türk Alüminyum Sektörü cümlesini marka haline getirip herkesin diline taşımayı başarmıştır. Yokluk ve yoksulluk içerisinde bütün bunlar yapılırken Türkiye’nin 81 ilinde, ilgili her kapıya bir dergi bırakılmış alüminyum metalini herkesin tanıması sağlanmıştır. Her ne kadar bugün birileri tarafından bu farklı görünüp sahipsizliğe itilmeye veya yok edilmeye çalışılsa da kurulduğu günden bugüne bu aynı düzende yapılmaya devam edilmiştir. Çünkü savunduğumuz tek gerçek Türk Alüminyum Sektörünün geleceğidir. Bu yüzden eğer inançlı davranır ve ticari faaliyetlerimizin başında ne amaçla kurulduğumuza bakarsak sadece firma olarak değil, ülke olarak da gerçek kaynaklara ulaşmakta zorluk çekmeyiz. 


Son dönemlerde ekonomimizde yaşanan ciddi dalgalanmalar ve dövizin yukarılara doğru fırlaması, faizlerin hareketlenmesine en sonunda da tüm ülkedeki tüm ürünlerde fiyatlarda aşırı yükselişe sebep olmuştur. ABD’nin çelik ve alüminyuma uygulamaya çalıştığı ve arkasına görülsün ya da görülmesin Avrupa ülkelerinin de takıldığı ekonomik engellemeler, gelişmeye çalışan, büyümeye odaklanmış ülkemizin geleceğine tahribat verme hareketi başarıyla sonuçlanmıştır. Bu gelişmelerin sonrasında ülkenin geleceği yerine kendi menfaatini düşünen yapıların da yine hortladığına böylece şahit olduk. Fakat bir gerçek hiçbir zaman değişmeyecek, bunu biliyor ve buna inanıyorum: Türkiye, coğrafyasının en önemli ülkesi aynı zamanda güçlü ve sağlam ticaret kapısı. Bunu görmezden gelerek sadece şartlara göre hareket eden ve dik durmayan firmalar, sadece yok olmakla kalmayacak, bu kötü günler geride kaldığında izlerine bile rastlanmayacaktır. Global dünya düzenine entegre olmak, inovasyona ayak uydurmak ülkenin dinamiklerini harekete geçirecek en önemli noktalardır. Asya’dan, Avrupa’ya açılan en önemli kapı görevini gören Türkiye sizce neden bu kadar krizlerle boğuşuyor veya sıkıntılı süreçlerin başoyuncusu gibi görünüyor? Bütün bu süreçlerin araştırılıp dünya ekonomisinde sadece üreten değil bunu iyi değerlendirip iyi pazarlayan önemli bir aktör olmayı da başarmamız gerekiyor. 


Türkiye alüminyum ekstrüzyon sektöründe ulaştığı ciddi kapasite büyüklüğünü bugün dolduramaz hale gelmesinin en büyük sebebi kurlardaki artış değil, ülke paramızın değerinin döviz rakamlarına karşı düşük kalmasıdır. Bugün hammaddede %50 artış yaşayan, %40 banka faiziyle iyice zora düşürülen sektör dinamikleri dövizdeki aşırı hareketlenmeninde olumsuz yansımalarıyla birlikte sıkıntıya girmiş, üstüne üstlük tahsilatlarda uzun vadeye yayılan alacaklar sebebiyle değersizleştirilmesi ülke ekonomisine ve ülke firmalarına vurulan en büyük 3-5 ayrı  koldan oluşan darbe olarak karşımıza çıkmıştır. Ülke genelinde konkordato kelimesi karabulut gibi ekonomimizin üzerine çökmüş, bu durumda aklımıza ve hafızalarımıza yazılmış. Hammaddenin pahalı, enerjinin pahalı, banka faizlerinin yüksek, vadelerin uzun, açığa satışın ciddi seviyelerde olduğu, çek yasalarının güven vermediği bir ortamda şayet firmalara sahip çıkılıp destek olunmazsa herkes kendi rekabet şartlarını belirleyecektir. Bu da şu anlama gelir: “Evet iyi ürünü üreteceğiz fakat rekabet şartlarından ya da korkumuzdan dolayı iyi fiyata satışını yapıp ulaşmamız gereken kâr oranına ulaşamayacağız.” Bu hem ülke geleceğini hem de sanayicimizi en çok zorlayan etkenlerin başında kalacaktır. 


Türkiye mutlaka önemli bir Pazar ve alım kapısı olduğunu hatırlamalı, geçmişine bakmalı ve sen pekmezi iyi yap sinek Bağdat’tan gelir sözünü unutmamalı. Biz sektör olarak alüminyumu çok iyi üretiyor, işliyor, her konuda her çizgide çözüme ulaştırıyor olabiliriz. Fakat bunu satarken şayet zorlanıyorsak veya gerçek değerine ulaşamıyorsak ya da herkes kendine göre bir yöntemle “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın gerisi ne olursa olsun,” derse ben de aynı gemide olduğumuzu kendi sayfamdan hatırlatmak isterim. 


Devletimizin mutlaka bazı konularda yapıcı ve sanayiciye destek olacak önlemleri alması ve elinden tutması gerekiyor. Şayet bu sektörler yalnızlığa itilirse üretim sevdası tüketim sevdasına dönüşür ve yarın yine güçlü enerjimizden bahsederken hastalanan bir ülkeyi tarih sayfalarının tozlu raflarından çıkarırlar. Birilerinin ekmeğine yağ bal sürmek hiç kimseye fayda sağlamayacaktır. 


Her sayıda olduğu gibi bu sayımızda da bizleri yalnız bırakmayan tüm sektör firma yöneticilerine ve aziz okurlarıma yürekten teşekkür ediyorum. 

Ortalama Puan: 0
Geri
 
 
https://www.cagdaskagit.com/

http://fabal.com.tr

http://zahit.com.tr

https://win-eurasia.com/tr

http://www.aypen.com.tr

http://www.kurtoglualuminyum.com

 
Anasayfa Hakkımızda Firmanızı Kayededin İletişim
                  Copyright © 2010 Vizyon Tanıtım. Tüm hakları saklıdır. xdizayn.net .