Merhaba,
Alüminyum Yapı Dergisinin 82’nci sayısında yine birlikteyiz. Kendime ayrılan bu özel sayfadan tüm sektör firmalarımızın kıymetli yöneticilerinin ve birbirinden değerli aziz okurlarımızın sağlıklı, sıhhatli, başarılı ve aynı zamanda geleceğe dair umutla bakan yüzler olmasını diliyorum. Bu senenin haziran ayında Alüminyum Yapı Dergisi olarak 19’uncu yılımıza da girmiş olacağız. Dile kolay; tam 19 yıldır birlikte olmanın haklı gururu ve mutluluğu ile bir şeyler başarmayı en büyük sevincim sayıyorum. İlk zamanlarda alüminyum sektörünün üzerine giydiği gömleğin dar geldiğini söyledik ve ilk düğmeyi koparacağımız günün hayalini kurduğumuz zorlu ve güç dönemlerden geçtik. Bunun üzerinden bugün tam olarak 19 yıl geçmiş.
Her şey değişti. Dünyayla birlikte ülkemiz de değişti, gelişti, büyüdü ve kalıbına sığamaz hale geldi. Yeri geldi ekonomik krizlerle boğuştu, yeri geldi sıkıntıların, sorunların, çaresizliğin en büyüğünü yaşadı ama sürekli ülkemiz büyüyüp gelişti ve ileriye dönük hamleler yaptı. Her gelişmesini yakından takip eden bir dergi yöneticisi olarak bu gelişimde alüminyum sektörünün de büyük parçası olduğuna inandığım için aynı çizgide gelişimine ortak bir dergi hazırlamaya çalıştık ekibimizle. “Alkış alalım”ya da bize “Başarmışlar” demeleri için değil, sadece Alüminyum Tanıtım Grubu’nun savunduğum bu sektörün önemli bir parçası olduğunun herkes tarafından bilinmesi ve anlaşılmasıydı önemli olan. Bugün başta Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Bakanlıklar, Sanayi ve Ticaret Odaları, Belediyeler ve en önemlisi üniversitelerin kütüphanelerine kadar sürekli gönderimi ön planda tutan ekibimiz bu önemli metalin yapı ve inşaat ayağındaki önemli bölümü dışında birçok sanayi kuruluşunun da masasına bu dergiyi rahatlıkla sıkılmadan okuyabilecekleri ve alüminyum metali ilgili Türkiye’den ve Dünya’dan haber alabilecekleri, gelişmeleri takip edecekleri bir yayın çizgisi geliştirmeye çalıştık. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’e sürekli rapor verdik. Bize verilen bu görevi en iyi şekilde yapmak adına bu yola çıktık. Başka yerlerden gelmedik; anlamadığımız, bilmediğimiz konularda susmayı erdemlilik kabul ettik ve sadece savunduğumuz, bildiğimiz konu olan alüminyum metali üzerinde konuşmayı tercih ettik. Bu yüzden bugüne kadar her sayısında içeriği ve kalitesi, aynı zamanda tarafsızlığı ile en iyi dergiyi sunmaya çalıştık. Takdiri siz okurlarımıza bıraktık. Türkiye’nin gelişimde ve kader çizgisinde alüminyum metalinin oynayacağı rolün çok önemli olduğunu biliyorduk. 6.000 ürüne hayat veren alüminyum bugün sahip olduğu özellikler sayesinde neredeyse rakipsiz konumunu korumayı sürdürüyor. Bir ülkenin gelişim düzeyi alüminyum metalinin kişi başına düşen miktarı ile rahatlıkla ölçülebiliyor. Binlerce üretim tesisine ve yüzbinlerce çalışana istihdam sağlayan bu önemli ve değerli metalin Türkiye pazarındaki rolü de çok büyük. Dünya haritasında Çin en büyük üretim gücü olarak görülüyorken, Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan Türkiye dünya pazarlarında kalitesi, hizmeti ve aynı zamanda mücadeleci satış gücü ile ikinci sırada yer bulabiliyor. Türkiye’nin kader çizgisinde alüminyumun çok önemli bir rolü olacak. Bundan sonraki süreçte özellikle her sayıda belirttiğim gibi, bugün herkesin de 7’den 70’e kullandığı, Ar-Ge ve İnsana Yatırım bilincini oluşturursak katma değerli ürünlerle küresel pazarda fason üretici yerine profesyonel firmalar statüsüne geçişi başarıyla sağlayabiliriz. Üretim sürecinde harcanan yüksek enerji bugün sektörü imalat konusunda çok önemli yerlere taşımaktadır. Bununla birlikte sektörde yaşanan hammadde ve enerji sıkıntısıyla birlikte yetişmiş, kalifiye eleman ve profesyonel beyin gücü eksikliği önemli sorun başlıkları olarak öne çıkmaktadır. Bu durum da sadece üreticilikte hız trenine çevrilmiş firmalar ordusunu gündeme getiriyor. Bu sebeple firmalarımızın birbirleri ile ikili diyalogları bildiğimiz anlamda bir dayanışmayı ifade etmemektedir. Sektörün daha fazla gelişme kaydetmesinin en önemli şartının ortak hareket etmek olduğunu yinelemek isterim. Türk Alüminyum Sektörü tarihinin en büyük yalnızlığını yaşamaktadır. Firmalarımızın birbirleri olan mesafesi günden güne daha fazla açılırken dünyadaki gelişmelerin hızına yetişmek mümkün müdür? Firmalarımız dünyadaki gelişim ve değişimi doğru anlamak ya da küresel pazarlara hazırlık için gerekli motivasyonu sağlayabilmek için aynı dili konuşup, sorun ve sıkıntılarına çözüm bulacağı ortamları iyi analiz etmelidirler. Küresel dünya küresel pazar mantığı ve küresel pazara ait ürünlerin üretilip yaşanacak ekonomik kriz ve sıkıntıları bertaraf etmenin tek yolunun aynı dili konuşmaktan geçtiğine inanmaktayım.
Değerli firmalarımızın kıymetli yöneticileri
Özellikle Türk Alüminyum Sektörünün geleceğine ve iyi noktalara geleceğine yürekten inanan birisi olarak özellikle sektörün değerlerini yalnız ve savunmasız bırakmak yerine baskıcı düşünceleri birleştirip bu metalin ve bu sektörün geleceği için gerek derneklere gerek üniversitelere gerek bu işin basın ve yayıncılık anlamında hizmet eden kuruluşlarının yanında olmaya çalışın. Birlikte hareket etmeye ve ortak değerler etrafında birleşmeye çalışın. Bu sayede başarının anahtarının bulunacağını ve tüm gizli saklı kalmış kapıları açacağını unutmayın.
Her sayıda olduğu gibi bu sayımızda da bizleri yalnız bırakmayan tüm sektör firma yöneticilerine ve aziz okurlarıma yürekten teşekkür ediyorum.